Gerekçeli karar, mahkemenin verdiği hükmün hangi hukuki ve maddi sebeplere dayandığını açıklayan, kararın temelini oluşturan yazılı belgedir. Türk hukuk sisteminde, bir mahkeme kararı yalnızca sonucun bildirilmesiyle yetinemez; kararın dayanakları da açıkça gösterilmelidir. Bu sayede, taraflar verilen kararın neden ve nasıl verildiğini öğrenebilir, itiraz ve temyiz haklarını da bilinçli bir şekilde kullanabilirler. Gerekçeli karar, adil yargılanma hakkının da önemli bir parçasıdır; şeffaflığı ve hesap verilebilirliği sağlar. Mahkemeler gerekçeli kararla hem kararlarını gerekçelendirmek hem de üst mahkemelerin denetimine imkân tanımak zorundadır.
Gerekçeli Karar Hangi Aşamada Hazırlanır?
Gerekçeli karar, mahkemenin davayı esastan karara bağlamasının hemen ardından hazırlanır. Taraflara önce kararın sonucu duruşmada sözlü olarak açıklanır; bu aşamada yalnızca hüküm kısmı bildirilir. Ancak bu sözlü bildirimden sonra mahkeme, kararı yazılı hale getirerek gerekçelerini de detaylı şekilde ifade etmekle yükümlüdür. Genellikle kararın verildiği oturumdan sonra hâkim ya da heyet, dosya üzerinde çalışarak kararın dayandığı delilleri, hukuki değerlendirmeleri ve varılan sonuçları açıklayan gerekçeli kararı oluşturur. Gerekçeli karar hazırlanmadığı sürece tarafların temyiz ve istinaf gibi üst yargı yollarına başvurma hakları da tam anlamıyla doğmuş sayılmaz.
Gerekçeli Kararın İçeriğinde Neler Bulunur?
Gerekçeli bir kararın içeriği hem şekil hem de içerik açısından belirli kurallara tabidir. Kararda, davanın taraflarının kimlik bilgileri, dava konusu, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, bu delillerin nasıl değerlendirildiği, hangi hukuk kurallarının uygulandığı ve varılan sonuç açık şekilde yer almalıdır. Ayrıca mahkemenin olaylara ve hukuki meseleye yaklaşımı da detaylı bir biçimde anlatılmalıdır. Mahkeme yalnızca kimin haklı ya da haksız olduğunu söylemekle yetinemez; neden o sonuca ulaştığını ayrıntılı biçimde ortaya koymak zorundadır. Yüksek mahkemeler, istinaf ve temyiz aşamalarında dosyayı incelerken bu gerekçeler üzerinden değerlendirme yaparlar.
Gerekçeli Karar Kaç Gün İçinde Yazılmak Zorundadır?
Gerekçeli kararın yazılması için yasal bir süre sınırı bulunmaktadır. Türk hukukunda, mahkemeler hükmü açıkladıktan sonra en geç bir ay içerisinde gerekçeli kararı hazırlamak ve dosyaya geçirmek zorundadırlar. Ancak uygulamada iş yoğunluğu, dosya karmaşıklığı gibi nedenlerle bu süre zaman zaman esneyebilir. Eğer mahkeme bu süreyi aşarsa, tarafların hukuki menfaatleri zarar görebileceği için üst mahkemelerden hak ihlali iddiasında bulunulabilir. Özellikle ceza davalarında hükümlünün özgürlüğüyle ilgili kararların zamanında gerekçelendirilmemesi ciddi adil yargılanma ihlallerine yol açabilir. Bu nedenle gerekçeli kararın zamanında yazılması, yargılamanın sağlıklı işleyişi açısından büyük önem taşır.
Gerekçeli Karar Olmadan İstinaf veya Temyiz Yapılabilir mi?
Gerekçeli karar olmadan doğrudan istinaf veya temyiz başvurusu yapılması mümkün değildir. Çünkü üst mahkemeler, inceleme yaparken sadece kararın sonucuna değil, kararın gerekçesine de bakarlar. Gerekçesiz bir karar, denetime elverişli kabul edilmez. Tarafların hangi gerekçeye göre haksız ya da haklı bulunduğunu bilmeden bir üst mahkemeye başvurması da hukuki olarak sağlıklı değildir. Bu nedenle, mahkeme kararının yazılı gerekçesinin taraflara tebliğ edilmesi şarttır. Tebliğ sonrasında taraflar, gerekçeli kararı inceleyerek istinaf veya temyiz dilekçelerini oluşturabilirler. Aksi halde, süreç eksik kalmış olur ve başvurular şekil yönünden reddedilebilir.
Gerekçeli Karar Tebliği Nasıl Yapılır?
Gerekçeli karar hazırlandıktan sonra taraflara resmî tebligat yoluyla bildirilir. Mahkeme kalemi tarafından düzenlenen gerekçeli karar örneği, tarafların dava dosyasına bildirdiği adreslere gönderilir. Tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilir. Eğer tarafın bir avukatı varsa, tebliğ doğrudan avukata yapılır. Tebligatın taraflara ulaştığı tarih çok kritiktir, çünkü istinaf veya temyiz süresi bu tarihten itibaren işlemeye başlar. Tebligat yapılmazsa veya usule aykırı yapılırsa, tarafların üst yargı yollarına başvurma hakları zarar görebilir. Bu nedenle tebligatın doğru adrese ve doğru şekilde yapılması büyük önem taşır.
Gerekçeli Kararın Usule Aykırı Olması Ne Sonuç Doğurur?
Gerekçeli kararın usule aykırı olması, mahkeme kararının bozulmasına veya yeniden değerlendirilmesine yol açabilir. Özellikle gerekçelerin yeterli şekilde yazılmaması, kararın hangi delillere ve hangi hukuki gerekçelere dayandığının açıklanmaması, üst mahkemeler tarafından ciddi bir eksiklik olarak değerlendirilir. Bu durumda kararın bozulması ya da davanın yeniden görülmesi söz konusu olabilir. Ayrıca gerekçesiz veya yetersiz gerekçeli karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındığında “adil yargılanma hakkı ihlali” sebebiyle Türkiye aleyhine karar çıkmasına neden olabilir. Bu sebeple mahkemelerin gerekçeli karar düzenlerken hem usul kurallarına hem de hak ihlali risklerine dikkat etmesi zorunludur.
Gerekçeli Karar İptal Edilebilir mi?
Gerekçeli kararın iptal edilmesi, doğrudan bir iptal mekanizmasıyla mümkün değildir. Ancak gerekçeli karara karşı kanun yolları kullanılabilir. Eğer gerekçeli kararın hukuka aykırı olduğu, delillerin yanlış değerlendirildiği veya kararın eksik olduğu düşünülüyorsa, istinaf veya temyiz başvurusu yapılır. İlgili üst mahkeme, gerekçeli kararı denetler ve usul veya esas yönünden eksiklik görürse kararı bozabilir veya ortadan kaldırabilir. Böyle bir durumda gerekçeli karar dolaylı yoldan iptal edilmiş olur. Ancak doğrudan “bu gerekçeli kararı iptal ediyorum” şeklinde bir mekanizma bulunmamaktadır. Gerekçeli kararın hukuki akıbeti, tamamen kanun yolları sürecinde şekillenir.