Katalog suçlar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100. maddesinin 3. fıkrasında sınırlı sayıda sayılan ve belirli koruma tedbirlerinin daha kolay uygulanabilmesini sağlayan suçlardır. Bu suçlar, kamu düzeni ve toplum güvenliği açısından büyük tehdit oluşturan, ağırlığı ve etkisi yüksek fiilleri kapsar. Katalog suçların sayılması, yargı makamlarının bazı tedbirleri uygularken keyfîlikten uzak durmalarını sağlamak amacıyla yapılmıştır.
CMK m.100/3’te yer alan katalog suçlar şunlardır:
- Anayasayı ihlal (TCK m.309)
- Silahlı örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak (TCK m.314)
- Devletin güvenliğine karşı suçlar
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188)
- Fuhuş, insan ticareti
- Rüşvet, irtikap
- Cinsel saldırı, çocuk istismarı
- Hırsızlık, yağma (gasp)
- Tehdit, adam öldürme, yaralama gibi bazı ağır suç tipleri
Bu liste sınırlıdır (numerus clausus), yani hâkim veya savcı yeni suçları kendi takdirine göre katalog kapsamına alamaz. Ancak kanun koyucu zamanla yeni suçları bu listeye dahil edebilir.
CMK’da Katalog Suçlar Neden Özel Olarak Düzenlenmiştir?
Katalog suçların özel olarak düzenlenmesinin temel nedeni, bazı ağır suçların soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde istisnai yöntemlerin kullanılmasının gerekmesidir. Örneğin; telefon dinleme, teknik takip, gizli soruşturmacı kullanma, tutuklama gibi temel hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden tedbirler, ancak ciddi tehlike oluşturan suçlarda meşru hale getirilebilir.
CMK m.135, 140 gibi maddelerde yer alan iletişimin tespiti, gizli soruşturmacı gibi araçlar yalnızca katalog suçlarda uygulanabilir. Bu da katalog suçlara özel bir nitelik kazandırır. Çünkü burada hukuk devleti ilkesi gereği, hem suçla mücadele edebilme kabiliyeti korunur hem de kişi haklarının keyfî şekilde ihlal edilmesi engellenmiş olur.
Kısacası, katalog suçlar, ceza muhakemesinde olağanüstü tedbirlere dayanak oluşturabilen özel suçlardır ve bu nedenle açık, sınırlı ve sayılmış şekilde düzenlenmiştir.
Adli Kontrol Katalog Suçlarda Uygulanabilir Mi?
Evet, katalog suçlarda da adli kontrol tedbiri uygulanabilir, ancak uygulama daha sınırlı ve dikkatli şekilde değerlendirilir. CMK m.109’a göre, tutuklama yerine daha hafif bir tedbir olan adli kontrol, öncelikle tercih edilmelidir. Ancak katalog suçlar söz konusu olduğunda, hâkimin adli kontrol tedbiri vermesi için kuvvetli gerekçeler sunması gerekir.
Bazı katalog suçlarda, özellikle uyuşturucu madde ticareti, silahlı örgüt üyeliği gibi suçlarda tutuklama kararı daha yaygındır çünkü bu suçlarda kaçma, delilleri yok etme veya suç işlemeye devam etme riski yüksek görülür. Buna rağmen, kişinin sabit ikametgâhı varsa, delil durumu netleşmişse ve yargılamayı etkileyecek bir riski yoksa, katalog suçta da adli kontrol kararı verilebilir.
Adli kontrol tedbirleri arasında en sık uygulananlar, yurt dışına çıkış yasağı, karakola imza verme, belirli bölgelere gidememe gibi sınırlayıcı ancak tutuklamadan hafif tedbirlerdir. Bu sayede kişi özgürlüğünden tamamen yoksun kalmaksızın yargılama süreci yürütülebilir.
Katalog Suçlar Arasında En Sık Görülenler Hangileridir?
Uygulamada katalog suçlar arasında en sık karşılaşılanlar arasında şunlar öne çıkar:
- Uyuşturucu madde ticareti (TCK 188): Türkiye’de hem ulusal hem uluslararası düzeyde sıkça karşılaşılan ve ağır cezalara konu olan bir suçtur.
- Hırsızlık ve yağma (TCK 141-148): Malvarlığına karşı işlenen bu suçlar da katalog suçlar arasında en çok soruşturulanlardandır.
- Silahlı örgüt üyeliği ve terör suçları (TCK 314 vd.): Özellikle politik ve toplumsal olaylarla bağlantılı suçlarda sıkça görülür.
- Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar (çocuk istismarı, cinsel saldırı): Son yıllarda bu suçlarla ilgili toplumda artan hassasiyet nedeniyle daha fazla soruşturma yürütülmektedir.
- Kasten adam öldürme ve yaralama: Bu tür suçlar hem basit şekilleriyle hem de örgütlü ve planlı halleriyle katalog kapsamındadır.
Bu suçlar, yalnızca ceza miktarı bakımından değil, aynı zamanda toplum üzerindeki etkileri ve oluşturdukları tehlike nedeniyle de daha sık soruşturulan ve kovuşturulan katalog suçlar arasında yer alır.
Yurt Dışı Çıkış Yasağı Katalog Suçlarda Neye Göre Belirlenir?
Yurt dışı çıkış yasağı, adli kontrol tedbiri kapsamında uygulanabilen bir önlemdir ve özellikle kaçma şüphesi bulunan kişiler için tercih edilir. Katalog suçlarda yurt dışı çıkış yasağı daha yaygın ve çabuk uygulanır çünkü bu suçlarda cezanın ağırlığı, kaçma riskini artırır.
Karar, genellikle soruşturma aşamasında savcının talebiyle veya mahkeme tarafından re’sen verilir. Bu kararın dayanağı CMK m.109’dur ve hâkim, kişinin sabit ikametgâhının olup olmadığını, yurt dışı bağlantılarını, daha önceki adli sicil kayıtlarını ve işlediği suçun niteliğini değerlendirir.
Katalog suçlarda yurt dışı çıkış yasağı, çoğu zaman tutuklama yerine uygulanır ve kişi bu yasakla birlikte serbest bırakılır. Ancak bu tedbir, süresiz olamaz; düzenli aralıklarla gözden geçirilmek zorundadır ve savunma tarafı bu yasağın kaldırılması için dilekçe sunabilir.
Katalog Suçlarla İlgili Yargı Süreci Nasıl İşler?
Katalog suçlara ilişkin yargı süreçleri, daha sıkı denetim ve özel soruşturma usulleri ile yürütülür. Öncelikle bu suçlara yönelik soruşturmalar genellikle Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde özel yetkili savcılar tarafından yürütülür. Teknik takip, gizli soruşturmacı kullanımı, dinleme kararları gibi özel yöntemler daha kolaylıkla uygulanabilir hale gelir.
Soruşturma süreci boyunca şüpheli hakkında tutuklama veya adli kontrol tedbirleri uygulanabilir. Bu suçlarda delillerin toplanması genellikle daha karmaşıktır ve daha uzun süreli teknik takip, dijital inceleme, tanık ifadeleri gibi aşamalar söz konusudur. Delil yoğunluğu nedeniyle iddianamelerin hazırlanması da zaman alabilir.
Kovuşturma sürecinde ise yargılamalar genellikle ağır ceza mahkemelerinde yapılır. Delil değerlendirmesi titizlikle gerçekleştirilir; zira suçun ağırlığı gereği verilecek cezalar oldukça yüksek olabilir. Ayrıca katalog suçlar nedeniyle verilen bazı mahkûmiyet kararları için, istinaf ve temyiz süreçlerinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu daha fazla denetim uygulamaktadır.