Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu

Uyuşturucu madde ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 188. maddesinde düzenlenmiş olup, halk sağlığını doğrudan tehdit eden en ağır suç tiplerinden biridir. Bu suç, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin yasadışı yollarla satılması, dağıtılması, nakledilmesi, ihracat ve ithalatının gerçekleştirilmesi gibi fiilleri kapsar. TCK’ya göre bu fiiller, “kullanmak için bulundurma” suçundan ayrı olarak değerlendirilir ve çok daha ağır cezalar öngörülür.

Uyuşturucu ticareti suçu, yalnızca fiili gerçekleştiren kişiyi değil, organizasyon içinde rol alan herkesi sorumluluk altına sokar. Uyuşturucuyu taşıyan, saklayan, aracılık yapan veya maddi menfaat sağlayan herkes bu suçun faili veya yardımcısı olabilir. Bu nedenle soruşturmalar oldukça geniş kapsamlı yürütülür ve şüphelilerin telefon kayıtları, mesajlaşmaları, kamera görüntüleri gibi birçok delil titizlikle incelenir.

Uyuşturucu Ticareti İle Bulundurma Suçu Nasıl Ayrılır?

Uyuşturucu ticareti ile bulundurma suçunun ayrımı, uygulamada en çok tartışma yaratan konuların başında gelir. Kullanmak için bulundurma suçu, TCK 191. maddesinde düzenlenmiş olup kişisel kullanım amacıyla uyuşturucu madde bulunduranları kapsar. Bu suçun cezası daha hafiftir ve kişiye tedavi ile denetimli serbestlik seçenekleri de sunulabilir.

Ancak bir kişinin uyuşturucuyu satmak, dağıtmak, başkasına vermek veya başkası adına taşımak amacıyla bulundurduğu tespit edilirse, bu durum artık “ticaret” kapsamında değerlendirilir. Bu ayrımda kolluk kuvvetlerinin bulguları, kişinin savunması, deliller, madde miktarı ve çeşitliliği önemlidir. Örneğin, küçük poşetlere ayrılmış şekilde çok sayıda uyuşturucu madde ile yakalanan bir kişinin ticaret kastıyla hareket ettiği varsayılabilir. Ayrıca, telefon mesajlarında satışa ilişkin ifadelerin bulunması, tanık beyanları veya teknik takip kayıtları da ayrımı netleştiren unsurlar arasındadır.

Uyuşturucu Ticareti Suçunun Cezası Ne Kadardır?

Uyuşturucu ticareti suçunun cezası oldukça ağırdır. TCK m.188’e göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapan kişi, 20 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve 20.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Cezanın alt sınırı yüksek olduğundan, bu suçta verilen cezaların ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ya da para cezasına çevrilmesi söz konusu olamaz.

Eğer bu suçun okul, yurt, ibadethane gibi yerlerde işlenmesi ya da kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanılarak gerçekleştirilmesi halinde cezada yarı oranında artırım uygulanır. Ayrıca suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi ya da çocuklara uyuşturucu verilmesi gibi durumlarda cezalar katlanarak artar. Bu düzenlemelerle, toplum sağlığına zarar veren bu suç tipiyle etkin bir şekilde mücadele edilmesi hedeflenmektedir.

Tüzel Kişiler Bu Suçtan Sorumlu Tutulabilir Mi?

Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesine göre, ceza sorumluluğu şahsidir; dolayısıyla tüzel kişiler (şirketler, dernekler vb.) doğrudan ceza sorumluluğuna sahip değildir. Ancak TCK m.20 ve 60’a göre, bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu ticareti suçu işlenmişse, bu tüzel kişiye yönelik güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

Bu güvenlik tedbirleri arasında, tüzel kişiliğin faaliyetine son verilmesi, lisansının iptali, müsadere (mala el koyma) gibi yaptırımlar yer alır. Örneğin, bir taşımacılık şirketinin araçları uyuşturucu madde taşımak için kullanılmışsa, şirketin malvarlığına el konulabilir veya faaliyet izni iptal edilebilir. Bu da dolaylı şekilde ciddi bir yaptırım anlamına gelir.

Uyuşturucu Madde Satışı Yapan Kişi Hangi Şartlarda Tutuklanır?

Uyuşturucu madde ticareti suçu, tutuklama için katalog suçlar arasında yer alır (CMK m.100). Bu nedenle, kişi hakkında kuvvetli suç şüphesi varsa ve kaçma veya delilleri yok etme riski mevcutsa tutuklama kararı verilebilir. Özellikle suçun örgütlü olarak işlendiği ya da ticari amaçla büyük miktarda madde bulunduğu durumlarda tutuklama neredeyse kaçınılmazdır.

Hâkim, tutuklama kararını verirken kişinin sabıkası, ikametgâh durumu, delillere müdahale etme ihtimali gibi kriterleri göz önünde bulundurur. Tutuklama kararı genellikle ilk gözaltı işlemini takiben, sulh ceza hâkimi tarafından verilir. Ancak tutuklama yerine adli kontrol tedbiri uygulanması da mümkündür, ancak bu suçun ağırlığı nedeniyle uygulamada nadiren tercih edilir.

Uyuşturucu Ticareti Suçu Örgüt Kapsamında İşlenirse Ceza Artar Mı?

Evet, uyuşturucu ticareti suçu bir suç örgütü kapsamında işlenmişse, ceza hem miktar hem de nitelik bakımından artırılır. TCK m.220 ve 188 hükümleri uyarınca, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu suçlarında temel cezaya yarı oranında artırım uygulanır. Ayrıca örgüt üyeleri, yönetici ve kurucular ayrı ayrı değerlendirilir ve yöneticilere daha ağır cezalar verilir.

Bu durum, kolluk birimleri tarafından yapılan teknik takip, dinleme kararları, ortak hareket planları ve delil zinciriyle ortaya konur. Aynı kişilerin uzun süre boyunca organize şekilde uyuşturucu temini, dağıtımı ve kazanç paylaşımı içinde oldukları ispatlandığında, suç örgütü kapsamında yargılanmaları gündeme gelir. Bu durumda, sadece bireysel değil, sistematik bir suç yapısı oluştuğundan cezalar ciddi oranda yükselir.

Etkin Pişmanlık Bu Suçta Nasıl Uygulanır?

Etkin pişmanlık, ceza adalet sisteminde suçtan vazgeçen ya da suçun ortaya çıkmasına yardım eden kişilere tanınan bir ceza indirimi veya bağışıklık sistemidir. Uyuşturucu ticareti suçunda etkin pişmanlık TCK m.192 kapsamında düzenlenmiştir. Ancak her durumda geçerli değildir; belirli şartlara tabidir.

Soruşturma aşamasında, kişi suç ortaklarını, uyuşturucu maddenin kaynağını, nakil yöntemlerini ve organizasyon şemasını ifşa ederse, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir. Bu durumda cezada ciddi bir indirim yapılabilir veya ceza tamamen kaldırılabilir. Ancak etkin pişmanlık samimi olmalı, verilen bilgiler doğrulanabilir nitelikte olmalı ve suça dair çözümleyici nitelik taşımalıdır. Yargılama aşamasında etkin pişmanlık hükümleri daha sınırlı uygulanır, çünkü zaman geçtikçe suçun aydınlatılmasına katkı azalmış olur.