Araç değer kaybı talebi, her ne kadar kazadan sonra doğrudan gündeme gelmese de, belirli bir yasal süre içinde kullanılmadığında zaman aşımına uğrar. Türk Borçlar Kanunu’na göre araç değer kaybı talepleri, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 2 yıl içinde ve her hâlükârda 10 yıl içinde talep edilmelidir. Ancak trafik kazaları açısından bu süre, genellikle kazanın öğrenildiği ve zarar veren tarafın tespit edildiği tarihten itibaren 2 yıl olarak uygulanır.
Bu süre zarfında başvuru yapılmazsa, değer kaybı talep etme hakkı sona erer. Bu nedenle kazaya karışan araç sahiplerinin, değer kaybı hakkı konusunda vakit kaybetmeden harekete geçmeleri büyük önem taşır. Özellikle trafik kazası sonrasında düzenlenen tutanaklar, hasar tespiti ve sigorta raporları zamanında değerlendirilmelidir.
Araç Değer Kaybı İçin Zaman Aşımı Süresi Dolduğunda Hak Kaybı Olur mu?
Zaman aşımı süresi dolduğunda araç değer kaybı hakkı hukuken sona erer ve artık bu hak üzerinden dava açılamaz. Bu durum, hak düşürücü niteliktedir; yani zamanında başvuru yapılmadığında mağdur kişi artık bu konuda tazminat talep edemez.
Uygulamada sıkça karşılaşılan durumlardan biri de, kazadan aylar sonra araç sahibinin değer kaybını fark etmesi veya bu konuda bilgi sahibi olmasıdır. Ancak sürenin başlaması için zararın fark edilmesi ve sorumlunun tespiti yeterlidir. Bu noktada, sigorta şirketi ya da kusurlu taraf tespit edildiği anda zaman aşımı süresi işlemeye başlar.
Bu nedenle kazadan sonra belgelerin toplanması, ekspertiz raporunun alınması ve yasal başvurunun yapılması için fazla zaman kaybedilmemelidir. Aksi halde yasal olarak hiçbir hak iddia edilemeyeceği gibi, sigorta şirketleri de talepleri doğrudan reddeder.
Mahkemeye Gitmeden Önce Uzlaşma Süreci Zaman Aşımını Etkiler mi?
Uzlaşma süreci, bazı durumlarda zaman aşımını durdurabilir ancak bu her zaman geçerli değildir. Özellikle sigorta şirketiyle yapılan yazışmalar, başvurular ve talepler, zaman aşımı süresi içerisinde yapılmalıdır. Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapılması, zaman aşımını durduran işlemler arasında kabul edilir.
Eğer kazazede ile sigorta şirketi arasında uzlaşma süreci başlatılmışsa ve bu süreç belgelenmişse, bu durum zaman aşımının işlememesine neden olabilir. Ancak bu istisnai bir durumdur ve çoğu zaman sürecin ne zaman başladığı ve ne zaman sona erdiği net şekilde belirlenemeyebilir. Bu nedenle güvenli olan yol, önce yasal başvuruyu yapıp, ardından uzlaşma talebinde bulunmaktır.
Zaman aşımına ilişkin net bir duraksama ya da kesilme hali oluşmadığı sürece, mahkemeye gitmeden önce yapılan her işlem yetersiz kalabilir. Bu nedenle hak kaybı yaşanmaması için sürecin profesyonel olarak takip edilmesi önemlidir.
Zaman Aşımına Uğramış Bir Değer Kaybı Davası Tekrar Açılabilir mi?
Zaman aşımına uğramış bir araç değer kaybı davası tekrar açılamaz. Zaman aşımı süresi dolduktan sonra, mağdur kişi artık mahkemeye başvursa bile davanın reddedilmesiyle karşılaşır. Çünkü bu durumda dava, süresi içinde açılmadığı için esastan değil, usulden reddedilir.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, zaman aşımı süresinin sadece dava açma hakkını değil, sigorta şirketine başvuru hakkını da ortadan kaldırdığıdır. Yani hak kaybı yalnızca mahkemede değil, sigorta düzeyinde de yaşanır.