İşçi Alacaklarında Zamanaşımı Süresi Kaç Yıldır?

İşçi alacaklarının zamanaşımı süresi, talep edilen hakka göre değişiklik göstermektedir. 2017 yılında yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile birlikte birçok işçilik alacağında zamanaşımı süresi 10 yıldan 5 yıla düşürülmüştür. Bu değişiklik, özellikle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesai alacakları gibi işçilik hakları için geçerlidir. Ancak zamanaşımı süresinin ne zaman başlayacağı, her bir alacak kaleminin niteliğine göre farklılık gösterdiğinden, yalnızca yıl sayısı üzerinden değil, olayın gerçekleştiği tarihe göre de değerlendirme yapılması gerekir. Örneğin işçi hâlen çalışıyorsa zamanaşımı işlemezken, iş akdi sona erdiği andan itibaren süre işlemeye başlar.

Kıdem Tazminatında Zamanaşımı Süresi Ne Zaman Başlar?

Kıdem tazminatında zamanaşımı süresi, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu süre, 4857 sayılı İş Kanunu ve İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan düzenlemelere göre 5 yıldır. Örneğin bir işçi, 2020 yılında işten çıkarılmışsa, kıdem tazminatını talep etmek için 2025 yılına kadar dava açması gerekir. Sürenin başlangıcı işten ayrılma tarihidir; ihbar süresinin sonunda değil, iş akdinin fiilen sona erdiği andır. İşveren tarafından tazminat ödemesi yapılmamış veya eksik yapılmışsa, işçi bu süre içinde hukuki yollarla hakkını talep edebilir. Süre geçtikten sonra açılan davalar ise zamanaşımı itirazı nedeniyle reddedilir.

İhbar Tazminatı İçin Zamanaşımı Nasıl İşler?

İhbar tazminatı da tıpkı kıdem tazminatı gibi, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren zamanaşımı süresine tabi olur. 7036 sayılı Kanun sonrası bu süre 5 yıl olarak belirlenmiştir. İhbar tazminatı, iş akdinin karşı tarafça usulsüz feshedilmesi durumunda gündeme gelir. İşveren, işçiye yasal bildirim süresine uymadan fesih gerçekleştirmişse, işçi bu alacağını 5 yıl içinde talep edebilir. Aynı şekilde işçi de, bildirim süresine uymadan işi bırakmışsa ve ihbar tazminatı doğmuşsa, işveren bu alacağı için aynı sürede dava açabilir. Taraflardan biri bu süreyi geçirmişse, dava açma hakkı ortadan kalkar.

Fazla Mesai Ücreti Alacağında Zamanaşımı Süresi Nedir?

Fazla mesai ücreti alacağı, niteliği gereği dönemsel bir hak olduğundan, her bir fazla mesai için zamanaşımı süresi ayrı ayrı hesaplanır. 2017 öncesinde bu alacaklar için 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanırken, 2017 sonrası için süre 5 yıla indirilmiştir. İşçi, fazla çalışma yaptığı her bir dönem için ayrı ayrı talepte bulunabilir ancak bu talepler, fazla çalışmanın gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde yapılmalıdır. Örneğin, 2021 yılında yapılan fazla mesai için 2026 yılına kadar dava açılabilir. Bu sürenin aşılması durumunda işveren zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini talep edebilir.

İş Kazası Sonrası Tazminat Alacağı Zaman Aşımına Uğrar mı?

İş kazası sonrası tazminat davaları, hem maddi hem manevi tazminat taleplerini kapsadığından, zamanaşımı süreleri bu alacakların türüne göre farklılık gösterir. Türk Borçlar Kanunu’na göre iş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. Ancak her hâlükârda bu süre, olay tarihinden itibaren 10 yılı geçemez. Bunun dışında, SGK’dan bağlanan gelirler ve geçici iş göremezlik ödenekleri idari nitelikte olduğundan ayrı başvuru süreçlerine tabidir. İş kazası geçiren işçilerin, delil kaybı yaşamamak adına hukuki süreci zamanaşımı süresi dolmadan başlatması kritik önemdedir.

Zamanaşımı Süresi Dolmadan İşçi Dava Açmazsa Ne Olur?

İşçi, alacağına ilişkin zamanaşımı süresi dolmadan herhangi bir yasal başvuruda bulunmazsa, alacak hakkı ortadan kalkmaz fakat dava hakkı sona erer. Yani, işçi hâlâ alacaklı olabilir ancak dava açarsa işverenin zamanaşımı itirazı ile karşılaşır ve mahkeme davayı reddedebilir. Bu durumda, hak mahfuz olsa bile hukuki yollarla tahsil imkânsız hale gelir. Özellikle uzun yıllar aynı işyerinde çalışan işçilerin, geçmiş dönem alacaklarını düşünerek harekete geçmesi büyük önem taşır. Arabuluculuk süreci de zamanaşımını durdurmaz; sadece dava sürecini başlatmadan önce zorunlu bir aşamadır. Bu nedenle işçiler, zamanaşımı süresi dolmadan önce hem arabuluculuk başvurusunu hem de dava açma sürecini dikkatle takip etmelidir.