Naylon fatura, gerçekte yapılmamış bir mal veya hizmet alışverişinin yapılmış gibi gösterilerek düzenlendiği ve kayıt altına alındığı sahte belgelerdir. Bu tür faturalar genellikle vergi matrahını düşürmek, KDV iadesi almak ya da kayıt dışı gelirleri sisteme dahil etmek amacıyla kullanılır. Türk vergi mevzuatına göre sahte fatura düzenlemek ya da kullanmak ciddi bir suçtur ve hem adli hem de idari yaptırımlara tabidir. Naylon fatura kullanımı, sadece Gelir İdaresi’nin değil, aynı zamanda savcılıkların ve mahkemelerin de inceleme alanına girer. Bu suçun tespiti halinde şirket sahipleri, yetkilileri ve sürece dahil olan profesyoneller hakkında hem ağır para cezaları hem de hapis cezaları gündeme gelir. Ayrıca, bu tür fiiller bir vergi ziyaı suçu oluşturduğu için, ilgili kişilere kaçakçılık hükümleri kapsamında ceza verilebilir.
Naylon Fatura Nasıl Tespit Edilir?
Naylon faturaların tespiti, vergi denetim birimlerinin teknolojik altyapılarını kullanarak gerçekleştirdiği analizlerle mümkün olmaktadır. Özellikle e-Fatura ve e-Arşiv sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, alış ve satış işlemleri arasında tutarsızlık gösteren firmalar, alım yapılan firmaların sektörel verilerle örtüşmemesi, fatura bedellerinin piyasa değerinden uzak olması ya da sürekli aynı firmalar arasında işlem yapılması gibi unsurlar inceleme kriteri olarak kullanılır. Ayrıca, fatura düzenleyen şirketin iş gücü, kapasite ve geçmiş faaliyetleriyle faturanın içeriği örtüşmüyorsa, bu durum şüpheli olarak değerlendirilir. Bazen de ihbarlar ve piyasa analizleri sonucu inceleme başlatılır. Maliye denetçileri, sahte fatura düzenlendiğinden şüphe edilen firmalarda yerinde denetim yaparak, fiili ticaretin izlerini araştırır.
Sahte Fatura Düzenlemek Hangi Kanunlara Göre Suç Sayılır?
Sahte fatura düzenlemek, hem 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hem de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil eder. Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi, sahte belge düzenleme ve kullanmayı açıkça “kaçakçılık suçu” olarak tanımlar ve bu fiilleri işleyenler için hapis cezası öngörür. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “resmi belgede sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” gibi maddeler de sahte fatura suçuyla ilişkilendirilebilir. Bir şirket yöneticisinin, işlediği bu fiille devleti zarara uğratması halinde hem adli para cezası hem de hapis cezası gündeme gelir. Üstelik bu suçlar, kamu düzenine aykırı kabul edildiğinden, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi ceza hukukundaki bazı lehe uygulamalardan da her zaman yararlanılamayabilir.
Naylon Fatura Kullanmanın Cezası Ne Kadardır?
Naylon fatura kullanımı, kullanıcı açısından da ağır yaptırımlar doğurur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre, sahte belge kullanan kişilere belgede yer alan tutarın üç katı vergi ziyaı cezası uygulanır. Bu cezanın yanında hapis cezası da söz konusu olabilir. VUK 359’a göre sahte fatura düzenleyen ya da kullanan kişiler hakkında 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Eğer bu eylemler, bir örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmişse ya da sistematik bir şekilde yapılıyorsa, cezanın alt sınırı daha da yükselir. Ayrıca KDV iadeleri gibi işlemlerde sahte fatura kullanımı tespit edilirse, alınan iadelerin tamamı faiziyle birlikte geri istenir. Tüzel kişilikler hakkında ayrıca ticaret sicili nezdinde itibar zedelenmesi ve faaliyet izinlerinin iptali gibi idari işlemler de devreye girebilir.
Sahte Fatura Düzenleyen Muhasebeci de Sorumlu Olur mu?
Evet, sahte fatura düzenlenmesine veya kullanılmasına aracılık eden muhasebeciler ve mali müşavirler de bu süreçte hukuki ve cezai sorumluluk altına girebilir. Özellikle fatura içeriği ile gerçek ticari faaliyet arasında çelişki varsa ve buna rağmen muhasebe kayıtları tutuluyorsa, muhasebecinin “suça iştirak” ettiği varsayılır. Yasal düzenlemeler çerçevesinde, hem serbest muhasebeci mali müşavirler hem de yeminli mali müşavirler için disiplin cezalarının yanı sıra hapis ve adli para cezası gündeme gelebilir. Mali Müşavirler Odası nezdinde meslekten men edilme gibi yaptırımlar uygulanabilir. Ayrıca, YMM’ler tarafından onaylanan beyannameler ve raporlar üzerinden usulsüzlük tespit edilirse, YMM de müteselsilen sorumlu tutulur.
Naylon Fatura Suçunda Hapis Cezası Hangi Durumlarda Verilir?
Sahte fatura suçunda hapis cezası, failin eyleminin ağırlığına, sürekliliğine ve maddi zarar boyutuna göre belirlenir. Eğer kişi, yalnızca bir defaya mahsus ve düşük tutarlı bir sahte fatura kullanmışsa cezanın paraya çevrilmesi veya ertelenmesi gündeme gelebilir. Ancak düzenli olarak, belli bir sistematik içinde naylon fatura kesen kişi ya da şirketler için 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası zorunlu hale gelir. Ayrıca birden fazla kişiyle birlikte hareket edildiği ve örgütlü yapı oluşturulduğu tespit edilirse, ceza artırılır. Hapis cezası, bazen adli para cezası ile birlikte de uygulanabilir ve sabıka kaydına işlenir. Bu durum kişinin ilerideki ticari ve hukuki faaliyetlerini doğrudan etkileyebilir.
Naylon Fatura ile Gerçek Dışı Gider Gösterildiğinde Ne Olur?
Gerçek dışı gider gösterilmesi, mali karın yapay şekilde düşürülmesine neden olur. Bu da hem gelir vergisi hem de kurumlar vergisinde matrah kaybına yol açar. Böyle bir durumda vergi inceleme elemanları tarafından şirket defter ve belgeleri denetlenir ve ilgili giderin gerçekliği araştırılır. Eğer gösterilen giderin sahte bir faturaya dayandığı ortaya çıkarsa, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizleriyle birlikte, eksik ödenen vergiler tahsil edilir. Bununla birlikte, bu tür uygulamaların sistematik olması durumunda şirket sahipleri sahte belge kullanma suçundan adli yargıda da yargılanabilir. Gider gösterilen tutar ne kadar yüksekse, ceza da orantılı olarak ağırlaşır. Ayrıca, işletmenin geçmiş beyanları da inceleme altına alınabilir.
Sahte Fatura Suçlarında Uzlaşma ya da Pişmanlık Mümkün mü?
Vergi Usul Kanunu’na göre, sahte fatura suçlarında uzlaşma ve pişmanlık hükümleri sınırlı şekilde uygulanmaktadır. Eğer olay henüz vergi cezası aşamasındaysa, yani suç adliyeye intikal etmemişse, mükellef uzlaşma yoluna başvurabilir. Bu durumda, ödenecek ceza indirilebilir. Ancak olay adli makamlara intikal ettiyse ve savcılık tarafından kamu davası açılmışsa, uzlaşma hakkı artık vergi idaresinden çıkmış olur. Türk Ceza Kanunu açısından ise “etkin pişmanlık” hükümleri bazı hallerde uygulanabilir. Örneğin kişi, suçun ortaya çıkmasından önce kendi isteğiyle durumu bildirir ve kamu zararını giderirse, ceza indirimi veya cezasızlık söz konusu olabilir. Ancak bu değerlendirme mahkemenin takdirindedir ve her olayda aynı sonucu doğurmaz.
Naylon Fatura Nedeniyle Şirketin Kapanması Söz Konusu Olabilir mi?
Evet, bazı durumlarda naylon fatura kullanımı nedeniyle şirketin faaliyetlerine son verilmesi gündeme gelebilir. Özellikle fatura tutarlarının yüksek olduğu, suçun sürekli ve organize şekilde işlendiği, kamu zararının ciddi boyutlara ulaştığı hallerde, şirket hakkında vergi mükellefiyetinin re’sen terk ettirilmesi veya ticaret sicilinden silinmesi gibi işlemler yapılabilir. Ayrıca, şirketin yönetici ve ortakları da ticari yasak kapsamına alınabilir. Vergi daireleri, ilgili mükellefi “özel esaslar listesi”ne alarak KDV iade haklarını kısıtlayabilir. Bu da şirketin ticari itibarını zedeleyerek, fiilen faaliyetlerini sürdüremez hale gelmesine yol açabilir. Ayrıca, bankalar ve finansal kuruluşlar bu tür kayıtlara erişebildiğinden, kredi alma ve finansmana ulaşma da neredeyse imkânsız hale gelir.