Ortak velayet, boşanmış ebeveynlerin çocuklarının bakım, eğitim, sağlık ve diğer yaşamsal kararlarını birlikte almasını sağlayan bir velayet düzenlemesidir. Bu sistemde, çocuğun hem annesi hem de babası eşit haklara ve sorumluluklara sahip olur ve çocuğun ebeveynleriyle olan ilişkisi dengeli bir şekilde sürdürülmeye çalışılır. Ortak velayet, çocuğun hem annesi hem de babasıyla sağlıklı ve düzenli bir ilişki kurmasını teşvik eden bir modeldir.
Türk Medeni Kanunu’nda, boşanma sonrası velayetin genellikle anne veya babadan birine verilmesi esas alınmıştır. Ancak, eşlerin anlaşmalı boşanma durumlarında mahkemeye ortak velayet talebinde bulunmaları halinde, bu mümkün olabilmektedir. Ortak velayet, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenen bir karar olup, ebeveynlerin bu sorumluluğu yerine getirebileceğini kanıtlaması gerekmektedir.
Ortak Velayete Hangi Durumlarda Karar Verilir?
Ortak velayet kararı, çocuğun üstün yararının korunması amacıyla alınır. Mahkeme, ebeveynlerin çocuk için en iyi şartları sağlayıp sağlayamayacağını değerlendirerek bu kararı verebilir. Genellikle ebeveynler arasındaki iletişimin sağlıklı olduğu ve çocuğun ebeveynleriyle düzenli temas kurabildiği durumlarda ortak velayet kabul edilebilir.
Mahkemenin ortak velayet kararını verebilmesi için aşağıdaki kriterler göz önünde bulundurulur:
- Ebeveynlerin ortak velayet konusunda uzlaşmış olması: Anlaşmalı boşanmalarda ortak velayet talepleri mahkeme tarafından değerlendirilir. Ancak, çekişmeli boşanmalarda bu karar daha zor verilebilir.
- Ebeveynlerin çocukla ilgili sorumluluklarını yerine getirme yeterliliği: Mahkeme, anne ve babanın çocuğun fiziksel, duygusal ve eğitimsel ihtiyaçlarını karşılama yeteneğini inceler.
- Çocuğun yaşı ve gelişim süreci: Küçük yaşlardaki çocuklar için bakım ve gelişim açısından annenin daha öncelikli olduğu kabul edilebilir, ancak çocuğun belli bir yaşa gelmesiyle birlikte her iki ebeveynin de eşit derecede etkili olduğu göz önünde bulundurulur.
- Ebeveynler arasındaki iletişim ve iş birliği: Çocukla ilgili konularda sürekli çatışma yaşayan ebeveynlerin ortak velayet yürütmesi güç olacağından, mahkeme bu faktörü göz önünde bulundurur.
Ortak velayet kararlarında, çocuğun psikolojik ve duygusal gelişimi ön planda tutulur. Çocuğun ebeveynleriyle düzenli ve sağlıklı bir ilişki içinde olması beklenirken, ebeveynlerden biri çocuğun diğer ebeveynle bağ kurmasını engelleme yönünde bir tutum sergiliyorsa, ortak velayet kararı verilmesi zorlaşabilir.
Boşanma Sürecinde Ortak Velayet Kararı Nasıl Alınır?
Ortak velayet kararı, genellikle anlaşmalı boşanmalarda mahkeme tarafından daha kolay kabul edilir. Eğer ebeveynler, çocuğun velayetini paylaşmak konusunda uzlaşmış ve bunu bir protokol ile mahkemeye sunmuşlarsa, hâkim çocuğun üstün yararını da gözeterek ortak velayeti kabul edebilir.
Çekişmeli boşanmalarda ise, taraflardan biri ortak velayet talep etse bile, karşı tarafın rızası olmadan bu kararın alınması oldukça zordur. Mahkeme, ebeveynler arasındaki ilişkinin sağlıklı olup olmadığını, çocuğun ortak velayetten nasıl etkileneceğini ve velayet düzenlemesinin çocuğun gelişimine nasıl katkı sağlayacağını değerlendirir.
Ortak velayet kararı verildikten sonra, ebeveynler çocuğun eğitimi, sağlık kararları ve genel bakım düzenlemeleri konusunda iş birliği yaparak karar almak zorundadır. Ebeveynlerden biri bu düzenlemeye uymaz veya çocuğun bakımını ihmal ederse, diğer ebeveyn mahkemeye başvurarak ortak velayetin iptalini talep edebilir.
Ortak Velayet Alan Anne ve Babanın Hak ve Sorumlulukları Nelerdir?
Ortak velayet, her iki ebeveynin de çocuğun bakım, eğitim ve gelişim süreçlerinde eşit haklara ve sorumluluklara sahip olması anlamına gelir. Bu sistemde, çocuğun büyüme sürecindeki önemli kararlar ortak alınır ve ebeveynlerden biri tek başına karar veremez.
Ortak velayetin getirdiği temel hak ve sorumluluklar şunlardır:
- Çocuğun eğitim süreciyle ilgili kararları ortak almak (hangi okulda okuyacağı, özel ders veya kurs ihtiyaçları gibi konular).
- Sağlıkla ilgili kararları birlikte vermek (tedavi süreçleri, doktor seçimi, aşı planlaması gibi konular).
- Çocuğun yaşam düzeni ve sosyal aktivitelerini birlikte belirlemek.
- Çocuğun hangi ebeveynle ne kadar zaman geçireceğini kararlaştırmak ve bu plana sadık kalmak.
Her iki ebeveyn de çocuğun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Eğer bir ebeveyn sorumluluklarını yerine getirmezse, diğer ebeveyn mahkemeye başvurarak ortak velayet düzenlemesinin değiştirilmesini talep edebilir.
Ortak Velayette Çocuğun Yaşam Alanı ve Eğitim Durumu Nasıl Belirlenir?
Ortak velayet uygulamalarında, çocuğun nerede yaşayacağı ve eğitim sürecinin nasıl düzenleneceği mahkeme tarafından belirlenir veya ebeveynlerin mutabakatına göre şekillenir. Çocuk genellikle iki ebeveynin evinde belirli sürelerle kalabilir, ancak bu düzenleme çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarına göre değişebilir.
Eğer ebeveynler farklı şehirlerde yaşıyorsa, çocuğun eğitim hayatını aksatmayacak bir düzenleme yapılması gerekir. Bu gibi durumlarda, çocuğun sürekli olarak bir ebeveynin yanında kalması ancak diğer ebeveyni düzenli olarak ziyaret etmesi sağlanabilir. Eğitim konusunda, okul tercihi ve ders dışı aktiviteler gibi konularda ortak karar alınmalıdır.
Ortak Velayet Kararı Sonradan Değiştirilebilir Mi?
Ortak velayet kararı kesin ve değiştirilemez bir karar değildir. Çocuğun gelişimi, ebeveynlerin yaşam koşulları ve velayetin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı zamanla değişebileceğinden, mahkeme gerekli gördüğü durumlarda ortak velayet kararını yeniden değerlendirebilir.
Eğer ebeveynlerden biri çocuğun bakımını ihmal ediyor, velayet yükümlülüklerini yerine getirmiyor veya çocuğun diğer ebeveynle olan ilişkisini kısıtlıyorsa, diğer ebeveyn mahkemeye başvurarak ortak velayetin sona erdirilmesini ve çocuğun tam velayetinin kendisine verilmesini talep edebilir.
Ayrıca, ebeveynlerden birinin taşınması, sağlık sorunları veya ekonomik koşullar gibi sebepler de ortak velayet kararının değiştirilmesine neden olabilir. Ancak, mahkemeler her zaman çocuğun psikolojik ve duygusal sağlığını ön planda tutarak karar verir.
Sonuç olarak, ortak velayet esnek bir model olup, ebeveynlerin sorumluluklarını yerine getirmesi şartıyla çocuğun iki ebeveyniyle de sağlıklı bir ilişki sürdürebileceği bir düzenleme sunar. Ancak, bu sistem her aile yapısına uygun olmayabilir ve ebeveynler arasındaki iş birliği bu sistemin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için kritik bir öneme sahiptir.